Prag ; prah bu işleri esprisine mazhar olan gerçekle masalın birbirine karıştığı şehir Prag. Hani çocukken bir tekerleme söylerdik ‘yoksa siz hala çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız ‘ 🙂 işte o cümle de geçen Çekoslavakya ülkesi ikiye ayrılıp Çek cumhuriyeti ve Slovakya halini almış. İlk durağımız Çek Cumhuriyeti’nin başkenti PRAG (praha)
Avrupa’nın en iyi korunmuş şehirlerinden olan Prag, bu özelliğini 2. Dünya Savaşı’nda hiç zarar görmemesine borçlu. Hitler bu güzel şehre kıyamamış 🙂 Prag, katedralleri, sivri kuleleri, köprüleri ve tarih kokan sokaklarıyla her karesi ayrı bir kartpostal gibi,her yer insana oldukça romantik hisler bırakıyor.Benim gibi Balık burcu olanların fazlasıyla sevebileceği bir şehir Prag 🙂
Orta Avrupa’nın, Orta Çağ’dan korunarak kalan bu şehrinde, hem gotik hem barok mimarinin hakimiyetiyle yaratılmış zengin şehir merkezinin tamamen yürüyerek gezebilirsiniz. Muhteşem tramvay altyapısı ile merkeze ulaştıktan sonra her nokta üç beş adım mesafede. Merkezdeki her yer yürüme mesafesinde. Çok iyi bir tramvay ve metro ağı ve buna entegre otobüs hatları bulunuyor. 3 gün kaldığımız bu masal şehirde bütün toplu taşımaları fazlasıyla kullandık, tabanway 🙂 kaç km yürüdük saymadım
Prag’da görülmesi gereken yerler,benim nacizane tavsilerim 🙂
Prag şehrine akşam vaktinde geldik,rehberimizle yaptığımız kısa panaromik tur sonrası serbest zaman diliminde şehri geç saatlere kadar gezdik.ilk gün şehir merkezinden uzaklaşmadık,ilk mekanımız Astronomik saat kulesi
Astronomik Saat: 1410 yılında yapılan bu saat için şehrin simgesi desek yanlış olmaz. Her saat başında gerçekleşen performansı izlemenizi tavsiye ederim. Yukarı daire saati, aşağı daire burçları gösteriyor.Yukarı dairenin yanında 4 tane heykel var.Birinci heykelin elinde ayna var kibir ve kendini beğenmeyi anlatıyor, ikincisinin elinde bir kese altın var açgözlülüğü parayla herşeyin yapılabileceğini anlatıyor.Üçüncüde mandolin çalan bir heykel keyfi eğlenceyi anlatıyor.Dördüncü heykel bir iskelet ve elinde bir ip var , her saat başı o ipi oynatıp çanı çalıyor ve diyor ki her bir saat geçerken ölüme daha çok yaklaşıyorsunuz, kendini beğenme,parana güvenme,keyfe eğlenceye dalma, hepimizin gideceği yer aynı…ne kadar anlamlı bir hikaye,hikayeyi daha önceden bildiğim için orada merak edenlere anlattım.
İşte saatin özelliği de buradan geliyor. Saatin hemen altında yoğun bir kalabalığının beklediğini görürsünüz. Bunun nedeni saat başı saatin değişik bir animasyon sergilemesidir. 1 dakika boyunca süren bu animasyonlarda saat üzerinde yer alan semboller hareketlenir ve değişik figürler ortaya çıkar.
Karl Köprüsü :
Orjinal adı Prag Charles Bridge olan Karl Köprüsü Prag’da gezilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alan oldukça güzel bir yapıdır.Vize mülakatında Prag’ı anlat dediklerinde anlattığım meşhur köprü 🙂 Karl köprüsü Prag’da yer alan en eski köprüdür. Köprü Vltava nehrini ikiye böler. Karl köprüsünde 16 adet sütun bulunmaktadır.Çok beğendiğim karl köprüsü gotik tarzda yapılmış gerçekten oldukça güzel ve gezmesi keyif verici bir köprü.Bu köprüye özellikle bir de akşam gitmenizi öneririm. Çünkü köprüde akşamları yürüyüş yapmak gerçekten çok keyifli 🙂
Türkiye’den giderken yanıma aldığım asma kilidimi Karl Köprüsü’nün demirlerinden birine astım,dileğimi diledim.Anahtarı Vltava nehrine attım.Kilit asıp anahtarı Vltava nehrine atarsanız bir daha Prag’a gelmek nasip olumuş. Buralarda adet böylemiş 🙂 Nasipse 31 Temmuz 2016 da Prag’da olacağım . Sanırım dileğim kabul oldu 🙂
Prag’ın iklimi biraz sert buraya kış aylarında gittiyseniz fazlasıyla üşümeye hazır olun,eğer benim gibi kışı seven, kasvetli havaları seven biriyseniz sorun yok 🙂
Prag şehir merkezini gece yarısına kadar karış karış gezdikten sonra artık otele gidip dinlenme vakti, yarınki Prag gezi rotamızı belirlemeden önce birazcık keyif 🙂
Söyle sevgili hadi söyle hiç mi mutlu olmadık , martıları sayarken hiç mi hayal kurmadık denize bakarken 🙂
Mirkelam’ın güzel sözleriyle satırlarımı sonlandırıyorum. Prag macerası bir sonraki postla devam edecek 🙂